Seçim hayhuyu içerisinde her kafadan bir ses çıkıyor. Hangi partinin kazanacağına, hangi partinin beklentilerine kavuşup kavuşmayacağına dair yorumlar, hemen her ortamda yapılıyor.

Burada sandıktan çıkacak rakamlara ilişkin tek bir tahminde bulunmayacağım. Tek bir cümle ona ilişkin yazmayacağım.

Sandıktan nasıl bir tablo çıkarsa çıksın yaşanacaklardan söz edeceğim.

Kimilerine bakarsanız, 12 Haziran akşamına ilişkin yapılacak balkon konuşmaları bile hazır. Lakin yeni dönem sanıldığı kadar kolay geçmeyecek.

“Bu da nereden çıktı? Hani artık Ergenekon yapılanmasının beli kırılmıştı?” diye aklından geçirenler aşağıda yazılacakları iyi okumalı.

Seçim sonrasında gündemin ortak konusunun yeni Anayasa olduğu konusunda hemen herkes hemfikir.

Her kesim yeni Anayasa istiyor. Bu doğru. Lakin herkesin istediği Anayasa içeriği farklı. Dahası bunun hazırlanması konusunda, herkesin direttiği yöntemler bile farklı.

CHP ve HAS Parti, tek görevi yeni Anayasayı yapmak olan bir meclisin halkın oyları ile oluşturulmasından yana. AK Parti, halktan yeni yetki almış 12 Haziran’da oluşacak Meclis’in bunu yapması gerektiği görüşünde.

Şüphesiz bu başlıkta yazdığım “ölüm kalım savaşı”na neden olacak bir görüş ayrılığı değil.

Lakin tartışmaların ve ihtilafın ortaya çıktı nokta burası olabilir diye not düşmek istedim.

Ardında ise bambaşka bir savaş verilecek.

Bakın yazdığım şeylerin önemine müdrik olarak belirtiyorum bunu. Bir sansasyon oluşturmak gibi bir şeyin peşinde olmadığımın bilinmesini isterim.

Peki öyle ise eveleyip gevelediğim şey nedir?

1950’den bu yana kadar gelen hükümetler, “iktidar” olarak değil daha çok “imar bakanı” gibi bir misyonla hareket etti. Belli alanların dışına çıkmalarına asla müsaade edilmedi.

Gizli çizgileri aşanların başına neler geldiğini hep birlikte gördük. 2007’ye kadar hükümet işlerini “belediye hizmetleri” çerçevesinde tutmak durumunda kalan AK Parti hükümetleri, 2007’den sonra farklı bir yol izledi.

Daha öncekilerin cesaret edemediği alanlarla top koşturmaya başladı. Ergenekon denilen yapılanma, böyle ortaya çıkarıldı.

Peki Ergenekon yapılanmasında hangi alanlara el atıldı? Şimdiye kadar sadece cihet-i askeriyede kılıç oynatıldı.

Sorarım size;

- bir derin yapı sermayesiz yürütülebilir mi?
- bir derin yapının medya ayağı olmaz mı?
- bir derin yapı siyasi ayağı olmadan yürüyebilir mi?
- bir derin yapı, hukuk bağlantılarını oluşturmadan bu kadar sağlam adımlarla yolculuğunu sürdürmüş olabilir mi?

Peki bu kadar dallı budaklı olan yapıya tek bir yoldan yapılacak müdahale ne kadar etkili olabilir sizce?

Tam anlatmaya çalıştığım nokta burası.

Bu Ergenekon denilen yapılanma, geride bıraktığımız 3-4 yıl içerisinde çok mevzi kaybetti. Bunu bir savaş olarak düşünürseniz, çok muharebe kaybetti. Çok mevzisini terk etmek durumunda kaldı.

Şimdi savaşı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.

Savaşı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan ordular ne yaparsa, Türkiye’nin başına musallat olan derin yapı da bu dönem onu yapacak.

Neler yapabileceğine gelince;

- Bugüne kadar iktidar partisinin içine pek el atılmadı. Ergenekon sermayesi kesenin ağzını açacak. AK Parti içinden belli isimler 28 Şubat’ta koparılmasına benzer şekilde koparılma yoluna gidilecek. Giderken de, “Biz şimdiye kadar iyi niyetle hizmet etmeye çalıştık. Bu partinin kafasının ardında gizli planlarının olduğunu gördük. Onun için artık daha fazla buna alet olamayacağız” türden açıklamalar yaparak gidecekler.

- Muhtemelen ülkeyi iç çatışmaların içine çekecek eylemlerin fitili ateşlenmeye çalışılacak. Güvenlik güçleri bugüne kadar bu tarz çok girişimi etkisiz hale getirdi. Bunlar doğru. Ama çok daha etkili bir şekilde devreye sokulma gündeme gelecek. Faili meçhuller, özellikle de bilinen isimlere yönelik suikastlar hayata geçirilecek.

- Ekonomiyi abluka altına alacak girişimler gündeme gelecek. Türkiye’nin ekonomik olarak bir çıkmaz içine sürüklenmeye çalışılacak.

- Özellikle BDP-PKK-KCK üçleminde çok tehlikeli adımları belki ilk sırada saymak gerek.

İnşallah bunların hiç biri olmaz ve ben evhamlarımla baş başa kalırım. Buna razı olduğumu şimdiden ilan etmek isterim.


Ünal TANIK
Rotahaber

[email protected]

Editör: TE Bilisim