Başbakan, vekillere boşuna 'İş takibi konusunda dikkatli olun' dememiş!

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'yi 1 milyon dolar karşılığında iş takibi yapmakla ve rüşvet almakla suçladı.

Şaban Dişli, “Belgeyi görmem gerek” diyerek süre istedi ama bu yazının kaleme alındığı saat itibarıyla suskunluğunu sürdürüyordu!

Ben zaten Şaban Dişli'den çok, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasını merakla bekliyorum.

Çünkü AKP'nin ilk seçim zaferinden sonra, yani 20 Kasım 2002'de partisinin Meclis Grubu'nda milletvekillerine hitaben yaptığı konuşma hâlâ arşivimde duruyor... İşte o konuşma:

“Sakın ha bugüne kadar alışılmış iş takipçiliği anlayışı içinde bir görevi bu kadronun içinden hiçbir arkadaşım yapmayacaktır.”

Benzer bir konuşmayı geçen yılki seçimlerden sonra da yapmıştı. Tarih bu kez 3 Ağustos 2007'ydi:

“İş takibi konusunda dikkatli olun. (...) Hortumcular öyle işini biliyor ki. Öyle manevralar yapıyorlar ki şaşırıp kalıyorsunuz.”


***

İlk konuşma ile ikinci konuşma arasındaki tek fark, ikincisindeki “Dikkatli olun” uyarısı...

Sakın Dişli arkadaş bunu, “Yapın, ama dikkatli olun” diye anlamış olmasın!

Sonuçta hepsi laf. Ben icraata bakarım!

Öyle sıradan bir milletvekilinin değil, bizzat Erdoğan'ın partideki yardımcısının adının karıştığı bir “iş takipçiliği” ve “rüşvet” iddiası var bugün gündemimizde...

Ama ne ilginçtir ki Başbakan'dan tık yok!

Sadece o değil her konuda açıklama yapmayı huy edinen Başbakanlık Basın Merkezi, bakanlar ve AKP yönetimi de susuyor!

Ne kimse bu Dişli arkadaşa sahip çıkıyor, ne de “Suçsuzluğun anlaşılana kadar istifa et” diyor!

Kim bilir belki de diyemiyor!

Oysa “fakir-fukara, garip-gureba” edebiyatı yapan bir Başbakan'a düşen görev, her türlü sonucu göze alarak iddiaların üzerine kararlılıkla yürümektir zengin arkadaşının otelinde tatil yapmak için Bodrum'a gitmek değil!


***

Haydi Sayın Başbakan görevlendirin müfettişlerinizi araştırsınlar:

Görelim bakalım, Şaban Dişli'nin banka hesaplarına son 6 yılda kimler, kaç para yatırmış?

İlk vekil seçildiğinde serveti neymiş, bugün ne olmuş?

Milletvekilliğini ve AKP Genel Başkan Yardımcılığı'nı başka hangi “ince işler” için kullanmış?

Amacına ulaşmak için başka hangi partilileri, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini kendisine ortak etmiş?

Bu soruların yanıtlarını bulmak zor olmasa gerek...

Tabii on binlerce telekulak, sadece muhalifleri dinlemiyorsa!


Vatan