Dr. Yankı Yazgan'dan öğrendiğimize göre, kaybettikleri halde halkımızın dolarlarını elden çıkarmamasının, kaybettiklerini göre göre dolar satın almasının nedeni, bu durumlarda insan beyninin yarısının çalışmaması imiş.

Doların fiyatı devamlı düşerken eylül ayının ilk 21 gününde (31.8.2007 ile 21.9.2007 tarihleri arasında) halkın bankalardaki ABD doları hesaplarının 50.7 milyar dolardan 53 milyar dolara çıkması, 2.7 milyar dolar artmasının nedenlerini Dr. Yankı Yazgan'ı dinledikten sonra anlar gibi oldum.
Dr. Yankı Yazgan diyor ki: "Kişinin cebinde hem değerini sürekli kaybetmekte olan dolar, hem de değer kazanan bir başka döviz (örneğin euro) olduğunu varsayalım. YTL'ye ihtiyacı olup döviz bozdurması gerektiğinde bu kişi, doları mı yoksa euro'yu mu bozdurur?

Gözlemler, çoğunluk, dolarını değil de, diğer (değer kaybetmeyen) dövizi (örneğin euro'yu) bozdurduğunu ortaya koyuyor.

Neden mi? Belki bir gün dolar tekrar eski günlerindeki değerine kavuşur diye bekleyecekleri için. Ha yükseldi, ha yükselecek diye yıllardır bekleyen dolar sevdalıları, belki yarın yükselir (!) umuduyla doları ellerinde tutuyor.

Umut fakirin ekmeği

Kaybetmek korkusu, elindekini zararına elden çıkarıp daha büyük zarardan kaçınmaya engel... Birkaç ay önce 1.5 YTL'ye satabileceği doları elinde tutup o sıradaki değeri bugünden daha düşük olan euro'sunu bozduranların mantığı açık. Zarardan kaçınmak... Doların ileride fiyatı arttığında, kazanacağını düşündüğü değerden (zarar etmemek) vazgeçmemek...

Dr. Yankı Yazgan, Nobel ekonomi ödüllü psikolog Daniel Kahneman'ın teorisine dayanarak yapılmış bir yeni araştırmanın, Türkiye'deki dolar yatırımcılarının ruhunu yansıttığını vurgulayarak araştırmayı anlatıyor.

Beyindeki kan dolaşımının yoğunlaştığı bölgeler manyetik rezonans cihazına eklenen bir özel yazılımla izlenebiliyormuş. Böylece belli bir faaliyet sırasında (bir karar aşamasında) beyinde hangi bölgenin daha fazla çalıştığı, hangisinin yavaşladığı anlaşılabiliyormuş.

Zarar korktukça büyüyor

Deneyler, kaybetme olasılığının oluşturduğu beyin aktivitesinin davranışlar üzerindeki etkisinin, kazanma olasılığının oluşturduğu etkiden daha büyük olduğunu göstermiş.

Bu sebeple kayıp olasılığı akla bir kez düştüğünde, eldekini kaybetmeme eğilimi ağır basıyormuş. Dolar yatırımcısı, doların gelecekte kazanabileceği değeri hayal ettiğinde, beynin o yan bölgesi frene basıyormuş. O ne zaman olacağı belirsiz "kazanç"ı kaybetmemek için, doları sat/satma ikileminde, beyin, "satma, tut" emrini veriyormuş.

Dr. Yankı Yazgan bu durumu "beyaz atlı prens" (daha da iyi bir kısmet) beklediği için taliplerini beğenmeyip reddeden ve sonunda evde kalan kızların durumuna benzetiyor.

Özetle, ilerideki bir kazanç fırsatını kaybetme olasılığı (ileride pişman olurum endişesi), dolar severlerin beyin aktivitelerini durduruyor. Beyinlerinin bu şekilde çalışması sonucu dolar severler kazanmaktansa, kaybetmemeyi tercih ediyor.

Dolar severlerin kaybetmemek için yaptıkları, onları daha da çok kaybetmeye itiyor.

GÜNGÖR URAS
[email protected]