Bu bakımdan geriye dönüp; AK Parti Kahramanmaraş İl ve İlçe Teşkilatlarında olup bitenlere bakıldığında; olup bitenler, sosyolojik bir analize tabi tutulduğunda görülür ki, olayların arkasındaki adam, diğer bir ifadeyle mizansenin aktörü Nevzat Pakdil’dir.
Akıllı adam, elini ateşe sokmaz, maaşa kullanır. Ortaya çıkmaz; olaylara, perde arkasından yön verir. Bu strateji başarısız olursa yerini korumak için gereklidir. Nevzat Pakdil de öyle yapmıştır.
Yazı heyetinin içinde kendini çok yakından tanışanlar var. İdealist olduğu dönemlerde, özellikle Milli Eğitim Bakanlığında bulunduğu dönemlerde çok büyük hizmetleri olmuştur.
Bunu teslim etmek; hak ölçüsünün, bilimsel tavrın bir gereği.
Mendel Kanununa göre; Pakdil’in biyolojik yarısı Çerkez. Böyle olmasının bizce hiçbir mahsuru yok. Ama bu yarısına zaafı var. Yanlış olan bu. Genel müdür yardımcısı iken bir bürokrat arkadaşının onun hakkındaki ifadesi, “Çerkez bir genci birine yollarken; bizim çocuklardan birini yolluyorum; ona göre” der. Bunun anlamı işinin mutlaka olması gerektiğidir.
Üniversite öğrencilik yıllarında kendisinin yurt oda arkadaşı olan bir il müdürünün ifadesi. Çocuğunun, mevzuata uygun, olabilecek bir işi için Meclis’e, Nevzat Pakdil’in yanına gider.
Durumu anlatır, yardım ister. Kırk yıllık arkadaşının umursamazlığını görünce; dayanamayıp sorar. “Eskiden sen böyle değildin, ne oldu sana?” deyince; Pakdil, “İdealizm bitti, artık kendimi, yakınlarımı düşünüyorum” der. Arkadaş buz gibi olur ve odasından ayrılır.
Kendinin nesini düşünüyorsun sayın Pakdil. Emekli olsan bile; genel müdürlük, milletvekilliği yaptığın için ‘kıyak emekli’ olacaksın. Herkes 600 TL’ye ayı geçirmeye çalışırken, sen bunun beş katını alacaksın! Kendini manevi olarak düşün ve şükret! Ama yedi sülalenin, doğmamış torunun geleceğini düşünüyorsan ona bir diyeceğimiz yok.
Aziz hemşehrilerimiz! Böyle düşünen birisinden artık Kahramanmaraş’a, AK Parti’ye bir hayır gelir mi?
Takdir sizin.
(KAYNAK: Akşam Postası Gazetesi, 12 Ekim 2009)
Editör: TE Bilisim
