Osmaniye'deki çadır kentte kurduğu atölyede kadınların desteğiyle taş ve boncuk işlemeli gelinlik ve abiye üreten Suriyeli eski subay, ürünlerini Oratadoğu ülkeleri ve Hindistan'a pazarlıyor.


OSMANİYE (AA) - Ülkesindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli eski subay, ailesiyle kaldığı çadır kentte kurduğu atölyede kadınların desteğiyle üretilen taş ve boncuk işlemeli gelinlik ve abiyeleri, iç pazarın yanı sıra Ortadoğu ülkeleri ve Hindistan'a pazarlıyor.


Suriye ordusunda yüzbaşı olarak görev yaparken, rejim güçlerinin Türkmen köylerine yönelik saldırılarının artmasıyla iki yıl önce ailesiyle Lazkiye kentinden Türkiye gelen Muhammet Ümmühan (47) Osmaniye'deki çadır kentte yaşamını sürdürüyor.


Eşi Cemile Ümmühan'ın ülkesinde yaptığı abiye ve gelinliklere taş ve boncuk işlemeciliğini çadır kentte sürdürmesini isteyen Ümmühan, düşüncesini anlattığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kendilerine tahsis edilen konteynerde üretim yaptırıyor.


Halk eğitim merkezinden aldığı malzeme desteğiyle işini geliştiren Ümmühan, çadır kentte barınan 60 kadına da iş sağlıyor. Konteyner atölyede  yapılan boncuk ve taş süslemeli gelinlik ve abiyeleri ilk başta İstanbul, Ankara ve İzmir'deki firmalara pazarlayan Ümmühan, ürünlerini Suudi Arapistan, Irak, İran, körfez ülkeleri ve Hindistan'a kadar ulaştırıyor.


 Dünyada 3 ülkede yapılıyor


Gelinlik ve abiyelere taş ve boncuk işleme sanatının Çin, Hindistan ve Suriye'de yapıldığını belirten Ümmühan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iç savaştan sonra bu işin Suriye'de yapılamaz hale geldiğini, ülkelerindeki işlerini kendi girişimleri ve halk eğitim merkezinin teşvikiyle Türkiye'ye taşıdıklarını anlattı.


Gelinlik ve abiyelere boncuk ve taş işlendiği durumda ürünlerin fiyatının işçiliğe ve kullanılan malzemelerin özelliklerine göre beş katına kadar çıktığına işaret eden Ümmühan, "Çin ve özellikle Hindistan, boncuk ve taş işlemeciliği konusunda bir hayli ileride. Şuan dünyaya bu iki ülke ürün pazarlıyor. Türkiye'deki gelinlik ve abiye sektörlerinin büyük kısmı da bu süslemeleri Hindistan ve Çin'den alıyor. Biz, çadır kentte ürettiğimiz ürünlerle iç piyasaya girdik. Modellerimizi, bir yıl içerisinde Ortadoğu ülkeleri ve Hindistan'a kadar pazarlamayı başardık. Üstelik taş ve boncukları İstanbul'dan temin ediyoruz" dedi.


Muhammet Ümmühan, bu iş kolunun halk eğitim kursları aracılıyla Türkiye geneline yaygınlaşması durumunda genç kızlar ile ev kadınları için iyi bir gelir kaynağı olabileceğini, ülkeye de ciddi ekonomik kazanç sağlanabileceğini kaydetti.


Savaşın izlerini siliyorlar


Bir yıldır atölyede çalışan Suriye Türkmenlerinden Melek Çıldır, çadır kentte edindiği meslek sayesinde 6 kişilik ailesinin geçimine katkı sağladığını ifade etti.


Yaptıkları işten santimetre ya da parça başına ücret aldıklarını dile getiren Çıldır, "Suriye'den kaçtığımızda ne işimiz ne de paramız vardı. Türkiye bize kapılarını açtı, çadır kente yerleştirdi. İki kardeşimle burada çalışarak ailemizin geçimini sağlıyoruz, üstelik mesleğimiz oldu" diye konuştu.


Hatice Ümmü ise yaptıkları işin zorluğuna ve çok fazla ince işçilik gerektirdiğine dikkati çekerek "Bize bu kapıyı açanlara teşekkür ediyorum. Burada para kazanıyor, boş vakitlerimizi değerlendiriyor hem de savaşın üzerimizde bıraktığı olumsuz etkilerden uzaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı.


(AA)

Editör: TE Bilisim