1975 yılında termik santralle tanışan Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesi'nde bulunan ve Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 6'sını karşılayan Afşin-Elbistan Termik santrallerine ek olarak 5 milyar dolarlık iki termik santral daha yapılıyor. Yıllar önce sıradan bir ilçe olan Afşin'in kaderi santrallerin gelmesiyle tamamen değişti. Afşin ilçesini, Afşin Ticaret Odası (ATO) Başkanı Bekir Sıtkı Can anlattı.

Binboğa Dağları'nın eteğinde 1944'te ilçe statüsü kazanan Afşin'de doğup büyüyen, ilk santralle, son kurulan santrale kadar yaşanan gelişmeleri birebir yaşayan ATO Başkanı Bekir Sıtkı Can, Enerji Bakanlığı'nın yaptığı yatırımlarla yeni bir şehir kurulduğunu söyledi. Can, ilçede tek ilköğretim okulu varken termik santralin yapılacağı zaman gelen Amerikalılardan esinlenerek yabancı dil öğrenmek isteyen Afşinlilerin şehirlere gittiğini, kot pantolon bile giyinmenin ayıp olduğu zamanlar mayoyu ilk onlardan gördüklerini anlattı. İlçeyle ilgili hiç unutamadığı anısından biri de Amerikalıların bindiği cipi tank sanıp, 'Savaş çıktı' diye düşünmeleri olmuş. ATO Başkanı Can, tek bir termik santralle kaderi değişen Afşin'i anlattı. Termik santralle güzel gelişmeler yaşanmış yaşanmasına da bununla beraber Bekir Sıtkı Can, çevreye yaydığı külleri de şöyle anlatıyor: "Küller öyle güzel yeşilliklerimizi kaybettirdi ki bütün bu kazançlar kaybettiklerimizle ölçülemez hale geldi."

"MAYOYU AMERİKALILARDAN GÖRDÜK"

-İlk termik santralin kurulacağı haberini nasıl karşılamıştınız?

--Termik santralin geleceğini duyunca her şeyin değişeceğini düşündük. O zamanlar sadece tarıma dayalı mütevazı bir ilçeydik. Daha sonra kömür yataklarının bölgede olduğunu duyduğumuzda çok şaşırdık. Temel atıldığında nüfusun yarısı kadar Amerikalı geldi. Afşin bu şirketleri ağırlamakta hazırlıksız yakalandı. İlçede tek ilköğretim okulu varken, halk yabancı dil öğrenmek için şehirlere gitti. Lise öğrenimini tamamlayanları parmakla gösterirken, iki dil öğrenmeye çalışan insanlarla karşılaştık.
Afşin Elbistan A Termik Santrali yapımını Amerikan Foster Willer şirketi üstlenmişti. Afşin'de bir tane bile lokanta yoktu, Amerikalar mesai bitiminde ilçe merkezine geldiğinde kasaplarda et kalmazdı. Yabancılar gelmeden alışverişimizi tamamlamak zorunda kalırdık. Bunun gibi birçok yenilikle karşılaştık. O zamanlar Afşin'de kot pantolon giymek ayıp olarak bilinirdi. Amerikalılar bir gün mayo isteyince şok olduk, ama sonralarda alıştık, o vesileyle mayo satışları başladı.

-Afşin'i en çok şaşırtan yenilik ne oldu ?

--1980 yılında santralin yapımı hızlandığında Almanlar, Amerikalılar ciplerle alışverişe çıktılar, biz ilk gördüğümüzde tank zannettik. Düşünün küçük bir ilçeye F- 16 gelse ne dersiniz. Biz de o haldeydik. A Termik Santrali Afşin'i çok başka boyutlar taşıdı. Yeni mekanlar açıldı, küçük bir şehir konumuna getirildi, ama santralin çevreye yaydığı küller öyle güzel yeşilliğimizi kaybettirdi ki bütün bu kazançlar kaybettiklerimizle ölçülemez hale geldi.

-Amerikalıların en ilginç isteği neydi?

--İlçemizde manevi dinler için kutsal sayılan Afşin Eshab-ı Kehf Mağarası bulunuyor. Amerikalılar bu mağarayı İncil'de okuduklarını söylediler. Selçuklular zamanında eski kilise olan külliyeyi, yabancılar her hafta düzenli olarak ziyaret etmeye başladılar. Külliyenin aydınlatılması içinde kendi aralarında topladıkları para ile yeni aydınlatma sistemi yaptırdılar. Biz o zamanlar Amerikalıları daha çok sevmeye başladık.

MAHKEMELİK OLAN İLK VE TEK MAĞARA

-3 yıl önce mağarayı mahkemelik etmiştiniz, mağaranın Amerikalılar tarafından sahiplenmesinden mi korktunuz?

--Bu fikir Amerikalılar sayesinde gelmedi. Yedi Uyurlar Mağarası'nın Türkiye'de Efes, Tarsus ve Afşin'de olduğu iddia ediliyordu. Ben o zamanlar Afşin Eshab-ı Kehf Derneği'ne yeni başkanlık ediyordum. Başkan Yardımcımız Avukat Hacı Bayram Veli Arıkan'la birlikte gerçek Yedi Uyurlar Mağarası'nın Afşin'de olduğunu ispatlamak için tespit davası açtık.

-Sizin elinizdeki en önemli kanıt neydi?

--Bu davayı açtığımızda çok büyük bir yükün altına girmiştik. Davayı kaybedersek, Afşin'deki Eshab-ı Kehf'in turizm haritasından silinebilirdi. Biz Afşin'de olduğuna inandık ve doğrusuda mahkemece kanıtlandı. Elimizdeki kanıt Kuran-ı Kerim'de Kehf suresinin 17'nci ayetinde, "Resulüm. Orada bulunsaydın güneşi görürdün. Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder, batarken de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. Böylece onlar güneş ışığından rahatsız olmaksızın mağaranın bir köşesinde uyurlardı" ifadeleriydi. Bizim elimizdeki tek ve geçerli olan kanıt buydu. Dava sürerken Gazi Üniversitesi'nden Gökbilimciler geldi, mağaraya vuran ışığın Afşin'deki Eshab-ı Kehf'e uyup uymadığını araştırdı. Ve araştırmalar sonuç verdi Mahkeme Yedi Uyurlar Mağarası'nın Afşin'de olduğu kararına vardı. Efes ve Tarsuslular kararı duyunca şok olmuşlardı.
Ayrıca, Afşin'de santrallerin yanında birbirinden güzel tarihi eserler bulunuyor. Bunlardan en önemlisi Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi ve Yedi Uyurlar mağarası. Kuran-ı Kerim'de, İncil'de geçen bu mağaranın önemini gün geçtikçe daha fazla anlaşılıyor. Şimdilerde Afşin söylendiğinde akla santrallerle birlikte Yedi Uyurlar Mağarası da geliyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü 4 Milyon YTL'lik bir restorasyon gerçekleştiriyor. Bu büyük yatırımla 2009 yılı Afşin Eshab-ı Kehf yılı olacağına inanıyorum, Yedi Uyurlar Mağarası Kahramanmaraş Turizm'i için vazgeçilmezler arasında olduğunu ispatlayacak.

"AFŞİN TERMİK SANTRALİ'NİN ADI ESHAB-I KEHF OLSUN"

Bir de Afşin'deki tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte, yeni kurulacak C ve D termik santralin isminin Eshab-ı Kehf Santralı olarak değiştirilmesi için Elektrik Üretim Anonim Şirketi'ne (EÜAŞ) başvurduk. Afşin'de yaşayanlar Eshab-ı Kehf'in tanıtımıyla büyük kazançlar elde edebilir. Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi yüz yıllarca anılacak bir eser, bunu çok iyi değerlendirmemiz gerektiğinin farkındayız. Santrallerimizle birlikte Yedi Uyurlar Mağarası'nın tanıtımı için tüm projeleri hazırladık. 1 yıl sürecek bir restorasyon çalışması başlatıldı. Restorasyon bittiğinde Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin Dini Turizme açılmasında hiçbir engel kalmayacak.

-Afşin için Kahramanmaraş'ın parlayan yıldızı yorumu yapılıyor, siz katılıyor musunuz?

--Bence Afşin Kahramanmaraş'ın değil, Türkiye'nin parlayan yıldızı oldu. İlçemiz yararlandığı kadar, zarar da gördü. Son yapılacak santralle Afşin'den çok Türkiye de kar edecek

BEKİR SITKI CAN KİMDİR?

1960 yılında Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesi'nde doğan Bekir Sıtkı Can, evli ve 3 çocuk babası. İlköğretim ile liseyi Afşin'de bitiren Can, askerden geldikten sonra giyim sektöründe çalışan babasının işlerini devraldı. Can, 1999 yılında sivil toplum örgütlerinden biri olan Ticaret Odasına ardından Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi'nin derneğine başkan olarak seçildi. Şuan İki derneğin yönetimine başkanlık yapıyor.

KÖMÜR CENNETİ

Afşin-Elbistan bölgesi 8.6 milyar tonluk rezerviyle Türkiye'nin sahip olduğu linyitinin yüzde 40'ı gibi büyük bir rakama sahip. Bu bölgede 1.355 MW'lik A termik santralı ve 1.440 KW kurulu gücündeki B termik santralı faaliyetlerini sürdürüyor. Elektrik Anonim Şirketi (EÜAŞ)'ın açıklamasına göre bölgenin toplam kurulu güç kapasitesi potansiyeli 6.800 MW düzeyinde bulunuyor. Afşin-Elbistan C ve D santrallerinin devreye alınmasıyla, Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 18'ine karşılık gelen 30 milyar kilovat saat (kWh) buradan karşılanmış olacak. C ve D Termik santrallerinin inşaat sürecinde 15 bin, işletme sürecinde de 8 bin 500 kişiye istihdam sağlanacağını açıklandı.

9 EYFEL KULESİ

Afşin Elbistan B Termik Santrali'nin yapımında, şantiyeye 16 bin ton TIR yükü ile malzeme getirildi. Santralde kullanılan 65 bin ton konstrüksiyon çeliği ile Paris'teki Eyfel Kulesi'nden 9 adet, harcanan betonla da 100 metrekarelik 8 bin adet konut yapılabileceğini belirtiliyor. Dünyanın ikinci büyük mobil Liber vinci (800 ton kaldırma gücünde) İskenderun üzerinden şantiyeye getirildi. 125 metre yüksekliğindeki kazan montajında kullanılarak Türkiye'de bir ilke imza atılmış oldu.

ESHAB-I KEHF MAĞARASI

Eshab- ı Kehf Mağarası'na ait bir efsane halk arasında şöyle anlatılır:

"Mitolojik tanrılara inanışın, gücünü kaybettiği dönemlerde, tek tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Hıristiyan dinine mensup Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş adında yedi genç, Putperestliğe dönmeyi kabul etmediklerinden Rum Hükümdar Dakyanus'un huzuruna çıkarılmışlar. Bu hükümdar, Putperestlik dinine bağlı kalmalarını, aksi takdirde kendilerini öldürteceğini söyleyerek birkaç günlük zaman vermiş. Köpekleri Kıtmir ile birlikte bu yedi genç ölümden kurtulmak için verilen süreden faydalanarak kaçmışlar ve bu mağaraya sığınmışlar. Allah tarafından kendilerine 300 yıl süre bir uyku verilmiştir. İlk uyanan, yiyecek almak için kente gider ama, elinde bulunan zamanı geçmiş para yüzünden yakalanır. Yakalayan parayı nerede bulduğunu ve oraya götürülmesini ister. O da yalnız olmadığını yedi arkadaşıyla beraber mağarada kaldığını söyler. Onunla birlikte mağaraya geldiğinde yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka bir şey görmemiştir.

Ahmet GÖK / (DHA)

[email protected]
Hürriyet Gazetesi Çukurova Eki, 12.07.2008.)









Editör: TE Bilisim