Dün Lübnan’ın Başkenti Beyrut’ta ciddi bir patlama meydana geldi. TV kanalları, sosyal medya son dakika geçti. Peki bu patlamayı Türkiye nasıl anlamalı ve nasıl yorumlamalı? 


Değerli okuyucularım, son 3 köşe yazımda da belirttiğim gibi Türkiye artık kabına sığmayan yaptığı devasa ataklarla coğrafyanın hamisi konumuna geldi. Bu patlamayı anlatabilmem için sizi yine tarihe götürmem lazım. Umman devleti önceki haftalarda Türkiye’ye gelin buraya bir üst kurun demişti. Bunu geçen haftaki köşe yazımda işledim. Hemen arkasından Arap coğrafyasının önemli TV kanalı  olan El Cezire TV’ye Hulusi Akar çıkarak dedi ki: “Birleşik Arap Emirlikleri ve Abu Dabi savaş suçu işliyor. Uygun zamanda gereken dersi vereceğiz” dedi. Bu öylece alel ade söylenmiş bir söz değildi. DEVAM EDELİM….

Muhammed Bin Zayed (BAE) Prensi,  Muhammed Bin Selman (Suud) prensi her ikisi de ABD yanlısı, petrol gelirleri ile ülkeyi felakete sürüklüyor. Patlamaya dönecek olursak, 72 saat önce Umman  Türk devletini ülkesine çağırdı. Umman neresi BAE ve Suudi Arabistanın sınır komşusu. Patlamadan 48 saat önce Hulusi Akar çıkarak dedi ki: “Birleşik Arap Emirlikleri ve Abu Dabi savaş suçu işliyor. Uygun zamanda gereken dersi vereceğiz” bunlardan sonra patlama oldu. DEVAM EDELİM….

Arap coğrafyasında öyle hiç birşey kendi kendine olmaz. Eğer batılı devletler birilerine mesaj vermek isterse, ya Arap ya da Afrika coğrafyasından ders verir. Türkiye birilerinin fena halde canını sıkmışa benziyor. Değerli okuyucularım, artık sizde ülkemin ne kadar büyük oyunlar oynadığını, kadroların 18-20 saat çalışarak bu coğrafyaya huzur ve mutluluk getirmek için çalıştığını görüyorsunuz. Geleceğin enerjisi için ne kadar çok çalışılıyor.  
DEVAM EDELİM…

16 Eylül 2019’da Suudi Arabistan’ın Petrol şirketi AROMCO’ya silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıyı iç çatışma ile kavrulan Yemen’den Husiler üstlendi. Saldırı sonrası ne olmuştu? Petrol fiyatlarındaki belirsizliğin yanı sıra Suudiler hemen 200 milyar dolara yakın ABD silahı almıştı. Peki sizce bu işte gariplik yok muydu? Dönelim konumuza ve Türkiye’ye….

Türkiye Beyrut’taki bu saldırı sonrası hemen hastane dahil olmak üzere her türlü yardımı götürdü. Dedem Abdulhamithan’ın kurucusu olduğu Yıldız İstihbarat Teşkilatının devamı olan MİT’in yiğit evlatları eminin saldırı sonrası orada çalışma yapıyorlar. Bu arada İsrail’i unutmamak gerek. Başbakan Netahyahu’nun 2018 yılında BM konuşmasında Beyrut’a şu anki patlayan yeri göstererek burada füze üretildiğini söylemişti. Şans poker masasında olur. Kurtlar sofrasında şansa yer yoktur. Akdeniz’de gerilimi başka yöne çekmek isteyenler Ermenistan üzerinden bize ders vermeye kalkarken, Umman’a üst kurmadan öncede Beyrut hamlelerini açıkça gördük. Bu çadır devletleri de biliyor ki, Arap coğrafyasında istihbaratın olmazsa havasız kalırsın… bizimkiler kimi havasız bıraktı ki hava almaya çalıştılar. Beyrut patlaması çoklu cevap verme şekli. Ama unutulmamalı ki, biz bu coğrafya ’da binlerce yıllık geçmişimiz var. Yazıya son verirken, Türkiye olarak büyüklüğümüzü bir kere daha hissettirecek adımlar atacağız. Ayrıca Korona virüs esnasında Lübnan’a yardım gönderen tek ülke Türkiye…. KALIN SAĞLICAKLA