SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr.
Mustafa Yıldırım, kanseri büyüme, yayılma veya sorunlara neden olmadan erken
evrede teşhis etmekte meme kanseri taramasının büyük rolü bulunduğunu söyledi.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı da olan Prof. Dr. Yıldırım,
‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ nedeniyle yaptığı açıklamada, “Meme kanseri
taraması, meme kanseri belirtisi olmayan kişilerde, kanserin erken belirtileri için
kullanılan bir yöntemdir. Kanserin erken teşhisine ve tedavisine kolaylık sağlar,
kanserden hayat kaybı olasılığını azaltır” dedi.
Meme kanserini taramak için kullanılan ana testin, "mamogram" adı verilen özel bir
röntgen türü olduğunu anımsatan Prof. Dr. Yıldırım, “Araştırmalar, meme kanseri
taraması yaptırılmasının, hastalıktan hayat kaybı olasılığını azalttığını
göstermektedir” ifadelerine yer verdi.
MEME KANSERİ TARAMASI YAPTIRMASI GEREKENLER
Meme kanseri ve meme kanserine yakalanma riski yüksek olan kişiler için farklı
tarama önerileri olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, şunları kaydetti:
“Yüksek meme kanseri riski taşıyan kişilerin 40 yaşından önce taramaya başlaması
gerekebilir. Taramaya daha erken başlanması gerekip gerekmediğini öğrenmek için
doktorunuzla görüşmelisiniz. Örneğin, 40 yaşın altındaysanız ancak genç yaşta
meme kanserine yakalanmış bir akrabanız varsa veya meme kanseri riskinizi artıran
belirli genleriniz ("BRCA" genleri gibi) varsa bunu yapabilirsiniz. 40 yaşından itibaren
ise taramanın yararları hakkında doktor ile görüşerek tarama yapılıp
yapılmayacağına ve ne zaman yapılacağına karar verilebilir.”
MAMOGRAMIN DEĞERLENDİRİLMESİ
“Mamogramınız anormal ise panik yapmamaya çalışın. 10 vakanın dokuzunda
anormal bir mamogramın meme kanseri olmadığı ortaya çıkıyor. Gerçekten neler
olduğunu öğrenmek için daha fazla teste ihtiyacınız olacak” diyen Prof. Dr. Yıldırım,
şöyle devam etti:
“Doktor sizi daha fazla test için gönderecektir. Bir ultrason veya MRI da önerilebilir.
Bu testler şüpheli bulgular gösteriyorsa, doktorunuz muhtemelen biyopsi isteyecektir.
Biyopsi sırasında doktor meme dokusundan bir örnek alır ve kontrolü için
laboratuvara gönderir. Biyopsiler genellikle mamogram veya ultrason sırasında
memeden iğne ile bir miktar doku alınarak yapılır. Ancak bazı durumlarda biyopsiler
küçük bir ameliyatı içerebilir.”
MEME MUAYENESİ
Uzmanların çoğunun günümüzde bir doktor veya hemşire tarafından yapılan meme
muayenesinin, kanser belirtileri olmayan kişilerde yararına inanmadığını anlatan Prof.
Dr. Yıldırım, kendi kendine meme muayenesi yapmanın memenin normal olarak nasıl

göründüğünü, nasıl hissedildiğini ve bir değişiklik fark edildiğinde ne yapılacağını
içerdiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Yıldırım, fark edilen herhangi bir değişiklikte mutlaka doktora başvurulması
gerektiğine vurgu yaptı.
MAMOGRAFİ ÇEKTİRME SIKLIĞI
Mamografi çektirme sıklığı için uzmanların farklı görüşleri olduğunu ifade eden Prof.
Dr. Yıldırım, “Birçok uzman, çoğu insan için iki yılda bir çekim önerirken, bir kısmı ise
her yıl mamografi önermektedir. Yüksek meme kanseri riski olanlar için tarama
programı farklı olabilmektedir” değerlendirmesini yaptı.
COVID-19 AŞISI VE MEME KANSERİ TARAMASI
Bazı insanların, COVID-19 aşılarını aldıktan sonra koltuk altı bölgesinde lenf
düğümlerinde geçici olarak şişme oluşabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, şu
uyarılarda bulundu:
“Bu durum doktorların mamogramınızı yorumlamasını zorlaştırabilir. Bu nedenle
uzmanlar, mamogramınızı COVID-19 aşısını almadan önce veya son dozunuzdan en
az 4 ila 6 hafta sonra planlamaya çalışmanızı önerir. Mamogramınızı ne zaman
planlayacağınızdan emin değilseniz, doktorunuzla konuşarak, planlama
yapabilirsiniz. Meme kanseri taraması önemli olmakla birlikte, uygun şartlarda
COVID-19 aşısını yaptırmak çok daha önemlidir.”

Editör: TE Bilisim