Türkiye, dünyada en çok akıllı telefon kullanıcısına sahip 13. ülke konumunda bulunuyor.Teknolojik cihaz çeşitliliğinin artmasına rağmen akıllı telefonlar, "en çok kullanılan günlük cihaz" olarak öne çıkmayı sürdürüyor.

2020 itibarıyla dünyada toplam 3,5 milyar akıllı telefon kullanıcısının olduğu tahmin ediliyor. 2015 yılında 1,86 milyar olan akıllı telefon kullanıcı sayısı, 5 yıl içinde yaklaşık 2 kat artış gösterdi.

Teknolojik gelişmelerle birlikte özellikleri çeşitlenen ve sosyal hayattaki etkisini artıran akıllı telefonlar, ilk süreçte sadece arama ve kısa mesaj aracılığıyla iletişim imkanı sunarken, günümüzde dijital bankacılıktan görüntülü görüşmeye, eğitim hizmetlerinden online alışverişe kadar geniş bir yelpazede hizmete ulaşma imkanı sağlıyor.

Akıllı telefonlar, Kovid-19 sürecinde de çeşitli amaçlarla yoğun olarak kullanıldı. ABD'deki Baylor Üniversitesi'nden bir grup araştırmacının çalışmasına göre, sosyal izolasyon nedeniyle salgın sürecinde olumsuz etkilenen sosyal ilişkiler, akıllı telefonlar aracılığıyla sürdürüldü.

Türkiye, en çok akıllı telefon kullanıcısına sahip 13. ülke 

Kovid-19 sürecinde evden çalışma ve uzaktan eğitim uygulamalarıyla birlikte teknolojik araçların kullanımı da yükseliş kaydetti. Bu araçlar arasında öne çıkan akıllı telefonlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de günlük hayatın her alanında yoğun olarak kullanılıyor. Türkiye, Statista'nın 2019 verilerine göre, dünyada en çok akıllı telefon kullanıcısına sahip 13. ülke konumunda bulunuyor.

Sağlık Bakanlığınca; vatandaşların Kovid-19 hakkında bilgilenmesine ve tedbirlerin önemine ilişkin farkındalığın oluşmasına katkı sağlamak için hayata geçirilen Hayat Eve Sığar (HES) mobil uygulaması, 56 milyon 230 bin kişi tarafından indirildi. Kovid-19'a karşı "dijital duvar" görevi gören uygulama ile toplam 106 milyon 372 bin HES kodu üretildi.Bu veriler, Türkiye'de 27 yıl önce kullanıma başlanan cep telefonlarının, günlük hayatta ve özellikle salgın sürecinde aktif olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.

Telefondan konuşma süresi salgınla birlikte yüzde 55 arttı 

Öte yandan, İngiliz medya denetim kuruluşu Ofcom tarafından yapılan araştırmada, karantina uygulamaları sebebiyle akıllı telefonlarla geçirilen sürenin salgın öncesine göre arttığı vurgulandı. Geçen yıl mart ayının sonunda kısıtlamaların başlamasından önceki haftalarda, ortalama mobil konuşma süresi yaklaşık 3,40 dakika iken, kısıtlamaların ardından bu süre yüzde 55,8 artışla yaklaşık 5,30 dakikaya yükseldi.

Deloitte'un "Dijital Kullanım ve Kovid-19" başlıklı araştırmasına göre ise teknolojik cihaz çeşitliliğinin artmasına rağmen akıllı telefonlar, "en çok kullanılan günlük cihaz" olarak öne çıkmayı sürdürüyor.

Kullanıcıların üçte biri telefonlarına günde 50'den fazla kez bakıyor. Bu oran, 18-24 yaş arasındaki kullanıcılar arasında dörtte üçe yükselirken, bu yaş aralığındaki kullanıcıların yüzde 17'si telefonlarında günde 200'den fazla kez göz atıyor. Ayrıca, akıllı telefon kullanıcılarının yüzde 87'si, uyandıktan sonraki ilk bir saat içinde telefonlarını kontrol ederken, üçte biri ise ilk 5 dakika içinde telefonlarına bakıyor.

Akıllı telefonlar, iletişim sağlamanın yanı sıra bankacılık işlemleri ve alışveriş için de aktif kullanılan bir cihaz olarak öne çıkıyor. Kullanıcıların yüzde 62'si telefonlarını düzenli olarak dijital bankacılık için kullanırken, yaklaşık yarısı da alışveriş uygulamalarına bakıyor ve ürün satın alıyor.

Türkiye'ye cepten alo ile tanıştıran ilk şirket Turkcell olmuştu 

Konu hakkında Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan: "Türkiye'yi cepten 'alo' ile tanıştıran ilk şirket olarak 27 yıldır geliştirdiğimiz yerli ve milli teknolojilerle ülkemizin bu alanda söz sahibi olması için çalışıyoruz" dedi.

"Sektörümüz için en büyük kırılma noktalarından biri, sesin yerini dataya bırakması oldu. Sektörümüzde bir diğer önemli kırılma noktasının da 5G'ye geçişle birlikte olmasını bekliyoruz. 5G sadece bir mobil teknoloji değil, aslında tüm sektörlerin uçtan uca dijitalleşmesi demek". "5G'ye geçiş konusunda Türkiye'nin en hazır şirketiyiz. Bu teknolojiye hazır olduğumuzu geliştirdiğimiz ürün ve servislerle her fırsatta gösteriyoruz"  "Turkcell olarak kuruluşumuzdan bu yana ülkemize 50 milyar TL'lik yatırım yaptık ve bu yatırım her geçen gün artıyor"  

Bunun yanında Vodafone Türkiye CEO'su Engin Aksoy:  "Fiber altyapının yaygınlaşması ve sabit pazarda rekabetin gelişmesi, Türkiye'nin dijitalleşmesinde hayati rol oynuyor. Vodafone olarak, hem sabit hem mobil pazarda altyapı paylaşımına, yatırımları hızlandıracak ve bu sayede daha yaygın ve daha iyi bir hizmet sağlayacak her çözüme sıcak bakıyoruz" diyor.  

Vodafone Türkiye Üst Yöneticisi (CEO) Engin Aksoy, fiber altyapının yaygınlaşması ve sabit pazarda rekabetin gelişmesinin Türkiye'nin dijitalleşmesinde hayati rol oynadığını belirterek, "Vodafone olarak, hem sabit hem mobil pazarda altyapı paylaşımına, yatırımları hızlandıracak ve bu sayede daha yaygın ve daha iyi bir hizmet sağlayacak her çözüme sıcak bakıyoruz." dedi.

Vodafone olarak, gelecek dönemin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 5G hazırlık ve fiber yatırımlarını sürdürmeye devam ettiklerini bildiren Aksoy, dijitalleşmeyi bir memleket meselesi olarak gördüklerini söyledi. Vodafone Türkiye CEO'su Aksoy, sürece ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, sektörün, 27 yılda tüm dünyada sabitten mobile, sesten veriye, çevirmeli bağlantıdan genişbanta evrildiğini, elektronik cihazların da masaüstü bilgisayarlardan akıllı telefonlara ve tabletlere büyük bir hızda dönüşüme uğradığını söyledi.

Editör: TE Bilisim