Hürhaber.com'da beni hiç mi hiç ilgilendirmeyen bir haber gözüme ilişti. Beni ilgilendirmiyordu çünkü haber kadınlara yönelikti. Haberde, günlük hayatta kadınların hayatının kolaylaştırılabilmesi için bir takım pratik bilgiler veriliyordu.

Aşağıda ilk önce haberde yer alan sorunlar ve çözümleri; daha sonra ise benim tespit ettiğim sorunlar ve çözümleri yer alıyor.

BİR: ÇAYDANLIK KİRECİ

Çaydanlığınız daha geç kaynatmaya başladıysa içinde kireç tortusu oluşmuş demektir. Bu kireci temizlemek için, çaydanlığınızın içine sirke koyarak 15 dakika kaynatın ve sonra bildiğiniz yöntemle temizleyin.

BEYİN KİREÇLENMESİ:

Beyin kireçlenmesine karşı önlem olarak kireç çözücü Calgon kullanmak yerine "kullanılan" bir gazetede köşe yazısı yazan bir yazarı okuyunuz. Göreceksiniz ki "beyaz Türkler daha Beyaz Türk; Siyah Türkler daha Siyah Türk" olacaktır. Beyin kireçlenmesi ile hanımın kireçlenmesi ise birbirine zinhar karıştırılmamalıdır.

İKİ: BAKIR KAPLARI PARLATMAK

Bakır kaplarınızı parlatmak için sirke kullanın. Bir bezi sirke ile hafifçe ıslatın ve kabınızı iyice ovun.

TENEKE ADAYLARI PARLATMAK:

Sirke kullanmanız mümkün değilse bir başka "Ekşi" ürün kullanınız. Ekşi'yi bulmak için Hürriyet'in ilk sayfasının sol alt köşesindeki "Konsey Başkanı"ndan ısrarla yardım talep edeniz.
"Altın yere düşünce değerini kaybetmez ama tenekeyi parlatsan çeyrek altın bile etmez" şarkısını mırıldanınız. Ara vermeden 10. Yıl Marşı'na geçiniz.

ÜÇ: SARARMIŞ TEFLON TAVA VE TENCERELER

Çok kullanılan teflon tava ve tencerelerin sararmasını önlemek için içine su, biraz da çamaşır suyu koyduktan sonra ateşin üstünde kaynatın ve ardından önce sıcak, sonra da soğuk suyla iyice durulayın.

KARARMIŞ TEFLON GAZETECİLER:

Bu tipler tıpkı teflon tavada olduğu gibi, kendilerini yakmaz sadece başkalarını yakarlar. Hatta başkalarının suyunu çok güzel ısıtırlar. Düdüklü tencereden tek farkı, "zaman ayarlı" olmamasıdır.
Düdüklü tencere ile benzeştiği noktalardan biri ise şudur: Düdüklü tencere, birilerinin suyunu ısıttığı zaman "öter".

Teflon gazeteci ise, ordunun "düdük çalmasını" beklemeden direkt kapağı açar. Kapağı açtıktan sonra ise bir yere kapağı atar. Düdükten önce ve sonra ise "borazan" çalmak üzerine hızlandırılmış kurslara gider.

DÖRT: YAĞLI ŞİŞELERİN TEMİZLİĞİ

Durulanan şişenin içine sodalı su koyarak sallamaya başlayın.

Beş dakika kadar sallanan şişe çalkalandıktan sonra bu sefer içine kahve telvesi ilave edin. Bir sürede bu şekilde sallanan şişe kısa zaman sonra yağlardan tamamen temizlenmiş duruma gelecektir.

YAĞLI URGAN TEMİZLİĞİ:

Önce "su koyveriniz". Sonra kalçalarınızı muhtelif daireler çizerek sallayınız. Bunu yaparken "hadise" çıkarmayınız. Çalkalama neticesinde midenizin fesada uğrama ihtimalinden dolayı endişe duymayınız. Fesatlık yapmayınız. Yağlı urganla başbakan asıp sallandırınız. Sallayın gidiniz. Hayır gitmeyiniz. Köşenize kazık çakıp durunuz. Yağlı urganı ellerinizle temizlemeyiniz.

Önce o pis ellerinizi temizleyiniz. Baktınız ki urgandaki yağ çözülmüyor.

Siz de orduya, yargı organlarına ve Aydın Doğan'ın irili ufaklı organlarına yağ çekmeyi deneyiniz. Yağınız hafif olsun ki, içenin ayakları yerden kesilsin.

BEŞ: BUZDOLABINDAKİ ÇİZİKLER

Bunları kapatmak için beyaz tırnak cilası kullanabilirsiniz.

GAZETE VE TELEVİZYONDAKİ ÇİZİKLER:

Beyaz tırnak cilası kullanmaktan sakınınız. Önce tırnaklarıyla kazıya kazıya gelmiş olan sağlı sollu bilumum gazetecilerin suratındaki o çiziklerin asaletine göz atınız. Sol şakaktan dökülen bir damla suyun kıvrıla kıvrıla sağ çene altından dökülmesindeki hikmeti idrak ediniz.

ALTI: PARLAKLIĞINI KAYBETMİŞ ÇELİK TENCERELER

Yumuşak bir bezi ılık sirkeye batırarak iyice ovun. Sonra iyice durulayın. Yün bir bez yardımıyla silerek parlatın.

PARLAKLIĞINI KAYBETMİŞ ÇELİK SİYASETÇİLER:

Gelmişine geçmişine bir sünger çekmiş olan bu isimleri yeniden parlatmak için yumuşak bir bez temin ediniz. Bez bulamazsanız, ikna odalarında ikna edilmiş üniversiteli kızların başörtüsünü kullanınız. Bahsi geçen siyasetçinin sırtını yumuşak bir şekilde sıvazlamayı unutmayınız. Korkmayın tepki vermeyecektir.

YEDİ: DİBİ TUTAN TENCERE TEMİZLİĞİ

Pişirirken tencerenin dibi tuttuysa, temizleme işini bir sonraki güne bırakın. Tencerenizin daha kolay temizlenmesi için bir gece tuzlu suda bekletin.

VERGİ KAÇIRAN GAZETE TEMİZLİĞİ:

Öncelikle pişmiş aşa su katmayınız. Vergi kaçırırken bilançonun dibi tutmuşsa hükümeti temizleme işini bırakınız. Bir düşünürün dediği gibi, eviniz camdan ise başkasının evine taş atmayı bırakınız.

SEKİZ: SÜRAHİYİ PARLATMAK

Sürahinizi parlatmak için içini yarısına kadar parçalanmış gazete kağıdı ile doldurun. İçini, yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak su doldurup sıkı sıkı sallayın.

ZÜCCACİYE DÜKKANINA GİREN FİLİ KOVALAMAK:

Öncelikle, dükkanda kırılmış olan sürahiyi yapıştırınız. İçine yırtılmış gazete kağıdı koyunuz. Ar damarı yırtılmış gazete olursa daha da makbuldür. Üçte birine su koyup işi bir güzel "sulandırınız". Suyu okuyup üfleyiniz. Sürahideki suyu 30 Mart sabahına kadar saklayınız. 30 Mart sabahı kendinize gelmek için yüzünüzü işte bu suyla yıkayınız. Uyanınız.

Ahmet Hakan'ın sevgilisi ve karısı

Ahmet Hakan, dünkü Kelebek'te Ayşe Arman'a konuşmuş. İki cümlesi dikkatimi çekti:
BİR: "Hürriyet sevgilim, televizyon karım.."

İKİ: "Laik kesime yaklaştıkça inancım artıyor. Muhafazakar kesime yaklaştıkça inancım azalıyor".

Hakan "Hürriyet sevgilim, televizyon karım.." derken acaba neyi kastetti? "Karım sayesinde medyaya girdim ama sevgilim sayesinde medyatik oldum" mu demek istiyor? Yoksa hiç evlenmediğine ve televizyonu karısı olarak gördüğüne göre, "TGRT ile sözlendim, Kanal 7 ile nişanlandım, CNN Türk ile evlendim" mi demek istiyor?

Ayrıca, Kanal 7 isimli nişanlısından nişanlısının muhafazakar hayat tarzına sahip oluşu nedeniyle mi ayrıldı? Nişanı atarken "Yak bu fotoğrafları, ona ait tüm eşyaları" dedi mi? Yoksa CNN Türk isimli kızla evlenmesinin nedeni CNN Türk'ün babasının zengin oluşu ve neticede "iç güveysi" olarak kabul görmesi mi? Bekar olmasına rağmen niye "Televizyonla 1987 öncesi televizyon siyah beyaz ekranken de televizyonla evlenir miydi yoksa "renkli bir hayat" gelene kadar bekler miydi? "Radyo günleri"nde olsaydı radyoyla da evlenir miydi yoksa fazla "cızırtı" yapıyor diye evlenmekten vazgeçer miydi? (Pikapla evlilik zaten olmazdı, çünkü pikabın iğnesi vardı, kızdı mı hafazanallah "batırır matırır"dı!)

Ahmet Hakan'ın "Laik kesime yaklaştıkça inancım artıyor. Muhafazakar kesime yaklaştıkça inancım azalıyor" şeklindeki cümlesine gelince..

Hakan'ın bunu söylerken de neyi kastettiğini anlayamadım.

"Laik kesim o kadar dinden uzak ki onlara yaklaştıkça dinimin güzelliğini hatırlıyor ve inancım böylece daha çok artıyor" mu demek istedi? Örneğin, Tufan Türenç'e inançsız deme hakkına elbette sahip değilim ama Tufan Türenç'e yaklaştıkça bir insanın inancı niye artıyor olsun? Türenç'e bir metre mi yaklaştıkça inancı artıyor yoksa 10 cm yaklaşınca mı? Türenç'e yaklaştıkça inanç daha çok artıyor ise Tufan Türenç'in karısı Pınar Türenç demek ki tam bir "takva ehli"!.

HABERTURK'teki iki eksik nokta

Bugün piyasaya çıkan HABERTURK'ün reklam afişlerinde bir şey dikkatimi çekti. HABERTURK sözcüğünde "ü" harfiyerine "u" yazıyor. İnternet ağında sitenin ismini yazarken Türkçe karakter olamadığı için haberturk yazması elbette doğal.. Fakat gazete, adı üstünde basılı kağıt olduğuna göre niye "u" yazıyor?

Tabii gazeteyi çıkaran ekip elbette bunun bilincinde.. Peki öyleyse niçin "u" harfi? Çünkü Türk Ticaret Kanunu'nun 48. maddesine göre bir şirketin unvanına "Türk", "Türkiye", "Milli" ve "Cumhuriyet" ibareleri ancak Bakanlar Kurulu kararı ile konabiliyor.

Dolayısıyla Habertürk yetkilileri bu maddeyi göze alarak, TÜRK yerine TURK ibaresini koymak zorundaydı. O yüzden, diyelim ki bir takım çılgınlar bir araya geldi ve "ÇILGINTÜRK" isimli bir gazete çıkaracak. Böyle bir gazetenin ismindeki "Ü" harfi "U"olarak yazılmak zorunda.. U'yu noktalı yapmak istiyorlarsa Bakanlar Kurulu'ndan izin alınması zorunlu olduğuna göre bu iş nasıl olacak? Ama o da kolay.. Tayyip Erdoğan'ı düşüreceklerine göre yeni kurulacak olan, Mümtaz Soysal riyasetindeki İcra Vekilleri Heyeti ne güne duruyor?!


Fikri AKYÜZ
Takvim