Dünyanın neresinde doğmuş olurlarsa olsunlar, büyük insanlar, benzer düşünceleri dile getirir.

Din, dil, ırk ya da zaman farkı, doğruyu görebilen gözleri engellemez.

13. yüzyılda Mevlânâ Celaleddin Rumi

“Dünle beraber gitti düne ait ne varsa cancağızım

Bugün yeni şeyler söylemek lazım!” demiyor muydu?

Yüzyıllar sonra Albert Einstein da şunları söylüyor:

“Hiçbir sorun, o sorunu yaratan zihniyetle çözülemez.”

Yani, yeni şeyler söylemek gerekiyor.

***

Dünya değişiyor, Türkiye değişiyor ama biz hâlâ aynı isimler ve aynı düşünceler çevresinde tökezleyip duruyoruz.

Bu yüzden de sorunlarımız çözülemiyor, tam tersine gitgide daha da ağırlaşıyor.

Dün gazetelere baktım, yaklaşan yerel seçimlerin adaylarına göz gezdirdim.

Hep bildik isimler, kırk yıldır tezgâhta olan mallar.

Ne düşünceler yeni, ne de kişiler.

Bir çeşit “dön baba dönelim!” oyunu.

***

Amerika’ya bakın her seçimde yeni adaylar yarışıyor.

Demokrat Parti sekiz yıl önce Al Gore’u aday göstermişti, geçen seçimde John Kerry’yi çıkardı, bu kez de Obama’yı.

Bizim yöntemi izleseler Al Gore’un 15-20 yıl aday olarak kalması gerekirdi.

Ama olmadı, yapmadılar.

***

Ankara’nın değişmez bir siyasi kliği var. İnsanlar bu işten ancak ölümle ayrılıyor.

Düşünüyorum da bugün Ankara’da siyaset yapanlar bu işe başladıklarında bilgisiyar, internet, cep telefonu vs. yoktu.

Dünya iki kutupluydu. Amerika ile Sovyetler Birliği arasında nükleer harpten korkuluyordu.

Türkiye, komünist dünyaya karşı bir tampon ülke olarak düşünülüyordu. Yeşil Kuşak denilen projenin parçasıydı.

Doğu Bloku denilen ülkelerle hiçbir ilişki kurulamazdı.

Bugün bunların hepsi değişti. Eski komünist ülkeler Avrupa Birliği çatısı altına girdi.

Polonya bile Batı’nın askeri bir sıçrama tahtası oldu.

Rusya ve Çin dünya kapitalizminin sayılı aktörleri haline geldi.

Ama Ankara aynı kaldı.

Değişmedi.

Daha doğrusu, okyanus ötesinin ve Avrupa’nın etkisiyle değişme sürecine girdi ama özellikle muhalefet bu işe akıl erdiremediği için, sürece müdahil olamadı.

Yeni şeyler söyleyemedi.

Eski sorunları, o günün zihniyetiyle çözme yanlışına saplandı kaldı.

***

Türkiye mutlaka ama mutlaka yenilenmek zorunda.

Osmanlı da son döneminde yenileşmeye direniyordu ama gelip değiştirdiler.

Ağır bedeller ödendi enkazdan, yeni düşüncelere sahip bir lider çıktı.

***

Ankara, geçen yüzyılın ilk yarısında doğmuş kadrolarla bu işi yürütemez.

Ve bu sadece yaş meselesi değildir.

Zihniyet meselesidir.

Ne yazık ki bizdeki çoğu genç politikacının zihni de Soğuk Savaş döneminde biçimlenmiş.

***


Unutmayalım biz sorunları çözmezsek zamanı gelir, sorunlar bizi çözer!


ZÜLFİ LİVANELİ
[email protected]
Editör: TE Bilisim