Yeni bir araştırma, etkileyici ısırık izleri bırakmasıyla bilinen bir köpekbalığı türü olan cookiecutterın öncelikli yemeğinin kabuklu canlılar olduğunu gözler önüne serdi. Kalamar ve küçük balıklarla beslenen bu köpekbalığı aslında ender olarak insanlara ve büyük gövdeli deniz canlılarına saldırıyor.

KORKUNÇ GÖRÜNEN BİR İZ BIRAKIYOR

KORKUNÇ GÖRÜNEN BİR İZ BIRAKIYOR 

Bir diğer adı Isistius brasiliensis olan köpekbalığının sipsivri olan dişleri, ısırdığı canlıda kurabiye boyutlarında bir ısırık izi bırakıyor. Oyuk şekilde olan bu iz, gerçekten de korkunç görünüyor. Uzmanlar aç bir köpekbalığı ile karşılaşan herhangi bir insanın ya da balinanın kabusu yaşayacağını söylüyor.

Isırdığında parçalamadan ve oyuk açmadan bırakmayan bu canlı, 20 cm boyutlarına kadar ulaşabiliyor. Dünyada tropikal ve subtropikal okyanus sularında görülüyor ve küçük olmasına rağmen oldukça tehlikeli sivri dişlere sahip.

MİNİK DİŞLERİYLE OYUK AÇIYOR

MİNİK DİŞLERİYLE OYUK AÇIYOR 

Delaware Üniversitesi'nden araştırma lideri Aaron Carlisle, denizde yaşayan canlıların bir kısmında bu ısırık izinin göründüğünü ve araştırmasını yaptı. Bazı canlılarda oyuk izi oluşturan bu dişlerin sahibi köpekbalığı aslında sadece aç kaldığında daha büyük olan balıklara saldırıyor.

Araştırma ekibi yıllar boyunca bu balığın ısırdığı canlılara rastladılar. Bunlar arasında yunuslar, kılıçbalığı, deri sırtlı deniz kaplumbağaları, deniz aslanları, balinalar, beyaz köpekbalıkları ve hatta insanlar da yer alıyor.

Öte yandan bu balıklar asla esaret altında tutulmazlar. Özellikle yeme alışkanlıkları söz konusu olduğunda, onlar hakkında çok az şey biliniyor. Hawaii çevresindeki Orta Pasifik'ten Monterey Bay Akvaryumu tarafından toplanan 14 ölü köpekbalığı üzerinde çalışan ekip türün beslenme alışkanlığına yönelik çıkarımlarda bulundu.

Pirananın otçulu olarak bilinen 'Pacu' balığı, ilk kez Avrupa sularında görüldü. Dünyada birçok ülkesinde çıkan kayıtlara göre Pacu cinsi balıkların literatüre 'testis yiyen balık' diye geçtiği biliniyor.

UZMANDAN UYARI 

Bu balıkların Güney Amerika kökenli olduğu, çoğunlukla bitkilerle beslendiği ama zaman zaman hayvanları da besin olarak tercih ettikleri biliniyor. Danimarka Doğa Tarihi Müzesi'nden Henrick Carl, Pacu'nun normalde insanlar için tehlikeli olmamasına rağmen "bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar olduğu" konusunda uyarıyor.

Yüzmek ya da olta balıkçılığı yapmak için suya giren kişilerin, özellikle de erkeklerin testislerini ısırdıkları belirlenmiş. Balıkların ağız ve diş yapısı kesici dişlere benziyor. Meyveleri parçalamak için kullandığı iki sıralı dişleri bulunan bu balıkları, insanların testislerini meyve tohumlarına veya fındıklara benzettikleri belirlenmiş.

İNSAN BENZERİ DİŞLER

İNSAN BENZERİ DİŞLER 

"İnsan benzeri" dişleriyle dikkat çeken pirana türü olan Pacu, genellikle Amazon nehir havzasında bulunuyor. Boyu yalnızca 20 santimetre civarında olan balıklardan biri, balıkçı Einar Lindgreen tarafından İsveç'in güney kıyılarında bulunan bir yılan balığı tuzağında yakalandı.

Danimarka Doğa Tarihi Müzesi'nden Henrick Carl, "Pacu normalde insanlar için tehlikeli değildir ama oldukça ciddi bir ısırığı var" dedi ve ekledi: "Papua Yeni Gine gibi diğer ülkelerde bazı erkeklerin testislerinin ısırıldığı olaylar oldu."

ACIKTIKLARI İÇİN ISIRIYORLAR 

Pacu'nun büyük ölçüde bitkilerle beslendiğini anımsatan Carl, "Acıktıkları için ısırıyorlar" diye ekledi. Ana vatanından çok uzakta bulunan bu Pacu, evcil hayvan olarak tutulduktan sonra terk edilmiş olabilir. Michigan Gölü'nde ve Devon'daki Torridge Nehri'nde türün diğer örnekleri ortaya çıktığında medyaya bu açıklama yapılmıştı.

Dünya hafta başında tecrübeli kaptanın başına gelen inanılmaz olayı konuşuyor... Michael Packard, Massachussetts eyaletinde bulunan Cod Burnu'nda ıstakoz avlamak için cuma günü dalış yapmıştı fakat başına hiç beklemedği bir şey geldi.

14 METRE DERİNE İNMİŞTİ Kİ... 

"Yaklaşık 14 metre kadar derine indim, sonra güçlü bir çarpışma hissettim, ondan sonra da her şey kararıverdi" diyen Packard, şöyle devam etti:

Fakat hareket edebildiğimi hissediyordum, 'İnanamıyorum, köpekbalığı mı ısırdı beni' diye paniğe kapıldım. Sonra etrafıma dokunmaya başladım, hiçbir diş yoktu. Büyük bir acı da hissetmiyordum. Sonunda durumu fark ettim; 'Aman Tanrım, bir balinanın ağzındayım. Balinanın ağzındayım ve beni yutmaya çalışıyor' diye düşündüm.

"BURAYA KADARMIŞ, ÖLECEĞİM" 

56 yaşındaki deneyimli kaptan, yaşadığı korku dolu anlara ilişkin "Kendi kendime 'Buraya kadarmış, öleceğim' dedim, eşimi ve çocuklarımı düşündüm" dedi.

Ne var ki şansı yaver giden Packard ölümden kıl payı kurtuldu. Dev memelinin ağzında yaklaşık 30 saniye geçirdiğini söyleyen denizci, daha sonra balinanın yüzeye çıkarak kendisini dışarı püskürttüğünü anlattı.

HAVAYA PÜSKÜRTTÜ 

Packard, "Aniden yüzeye doğru yöneldi ve bir anda sudan çıkarak kafasını sallamaya başladı. Beni havaya püskürttü, sonra da suya düştüm ve özgür kaldım." ifadelerini kullandı.

Denizden kurtarıldıktan sonra acilen hastaneye kaldırılan Packard, bu sıradışı deneyimi sadece küçük sıyrıklarla atlattı. Annesi Anne Packard ise oğluyla telefonda konuştuğunu ve "İnanılmaz şanslı olduğunu" söylediğini belirtti.

DEMİRDEN DİŞLERİ VAR 

Okyanus sularının dibinde tuhaf, bazen korkutucu ve nihayetinde büyüleyici yaratıklar gizlenir. Bunlardan biriyle ilgili yapılan keşif, dünyayı şaşkınlığa uğrattı. Yeni bir araştırmada bilim insanları, okyanus kıyılarında yaşayan sıradışı bir yumuşakçanın, daha önce sadece kayalık kıyı şeritlerinde bulunan nadir bir demir mineralinden yapılmış dişlere sahip olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar, Latince ismi Cryptochiton stelleri olan ve kiton diye bilinen hayvanın dişlerini inceledi ve santabarait adı verilen nadir demir mineralini tespit etti.

BOYU SADECE 36 SANTİMETRE 

Dünyanın her yerindeki okyanus kıyılarındaki kayalara yapışmış yosun gibi yiyeceklerle beslenen kitonların boyları 36 santimetreye kadar ulaşabiliyor. Bu hayvanların oval şekilli, kırmızımsı kabukları da bulunuyor.

Kitonlar aynı zamanda son derece sert dişleriyle tanınıyor. Ancak diş yapısında demir olduğu şimdiye dek bilinmiyordu. Araştırmacıların yeni keşfi de C. stelleri'nin yiyecekleri kayalardan nasıl kazıyabildiğine ışık tuttu.

ABD’deki Northwestern Üniversitesi'nden malzemebilimci Derk Joester, "Bu mineral, yüksek oranda su barındırıyor. Bu da onu düşük yoğunlukta güçlü kılıyor" diye konuştu.

DAHA ÖNCE GÖRÜLMEMİŞTİ 

Hakemli bilimsel dergi PNAS’ta yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Joester, bu sayede hayvanın dişlerinin güçlendiğini ekledi.

Bilim insanı, nadir minerali şöyle açıkladı: "Bu mineral yalnızca jeolojik örneklerde çok küçük miktarlarda bulunmuştu. Daha önce biyolojik bağlamda hiç görülmemişti."