Kanal 46 yazarı Nesih Tanrıverdi, bugünkü yazısında "BYD sözünde duracak mı?" başlıklı bir yazı kalame aldı.

Son günlerde Tüketiciler tarafından sıkça sorulan soru bu.

Bildiği gibi BYD firması geçmiş yıllaeda Türkiye'de üretim yapacağına hatta 2026'da üretime geçeceğine dair bir söz vermiş ve karşılığında da idare tarafından firmaya bir takım vergi indirimi ve benzeri faydalar sağlanmıştı.

Ancak o günden bugüne yatırımla ilgili bir adım atmamış, Türk tüketicilerine macaristan'daki fabrikasından ürettikleri arabaları göndermeyi yeğlemişti.

BYD sözünde durmadığı için şimdi bir yaptırımla karşı karşıya kaldı, yurt dışından gelen araçlar idari bir yaptırım olarak gümrükte bekletiliyor.

Firma şimdiye kadar sattığı yaklaşık 50.000 araç ile ilgili vergi indirimlerinden faydalanmış oldu ancak verdiği sözü de tut(a)madı.

Buraya kadar olan konu devletle BYD firması arasındaki bir anlaşmazlık gibi görünüyor olsa da, tüketicilere etkisi de olacaktır. Tüketiciler Birliğine gelen şikayetlere baktığımızda sorunlar başlamış bile. Birçok tüketici sipariş etmek suretiyle BYD'den araç satın almak için bayilere başvurmuş ve kaparo larını da yatırmışlar.
Anlaşılan o ki, zor durumda kalan firma yaşadığı problemin yükünü zayıf halka olarak gördüğü tüketicilere yansıtmayı çıkar yol olarak görmüş ve tüketicilerin kaparolarını hesaplarına geri yatırarak sözleşmeyi tek taraflı sonlandırmış. Muhtemelen kaparo yatırarak belli bir fiyattan anlaşan tüketicilerin önüne yeni bir fiyat konacak ve tüketiciler aleyhlerine olan bu yeni sözleşmeyi imzalamak ya da satın almaktan vazgeçme gibi bir ikilemde karşı karşıya bırakılacak.

Peki, aracı yeni fiyattan satın almaya ya da bu aracı satın almaktan vazgeçmeye zorlanan tüketicilerin bu handikaptan çıkma şansları var mı?

Bunun için Tüketicinin Korunması hakkında kanuna ya da atıf yapılan diğer kanunlara gitmek gerekir. Konu ile ilgili tüketici yasasında herhangi bir açıklama bulunmadığından yasanın 83ncü maddesi atfıyla Türk Borçlar Kanunu’na(TBK) gidebiliriz.
Burada konuyla ilgili olabilecek iki farklı tanımla karşılaşıyoruz;

1- Bağlanma Parası (md.177): Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığını kanıt olarak verilmiş sayılır Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça bağlanma parası esas alacaktan düşülür.

Cayma Parası (md.178): Cayma parası kararlaştırılmışsa taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır almış olan cayarsa aldığının iki katını verir.

TBK 177. maddesinde ki hükme göre; henüz herhangi bir sözleşme yapılmamış olsa bile, tüketici sözleşme yaptığını ve bu sözleşmeye sadık kalacağını bildirmek için verdiği para bağlanma parasıdır. Bunu kabul eden karşı taraf olan satıcı da bu parayı alarak sözleşmeyi kabul etmiş sayılır. Dolayısıyla ticari hayatta sıkça başvurulan ‘kaparo’ verme meselesinin yasadaki ‘Bağlanma Parası’ olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Olayımızda tüketiciler bayilere kaparo verdiğine ve satıcı da bu ücreti alıp kabul ettiğine göre, sözleşme düzenlenmiş sayılır ve taraflar bundan artık geri dönemez. Taraflardan biri şayet tek taraflı olarak sözleşmeyi sonlandırmak isterse karşı tarafın zararını tazmin etmekle yükümlü olur.

Verilen ücret 'Cayma Bedeli' olarak verilmişse yazılı bir sözleşme düzenlenmeli, ve bu ücretin cayma bedeli olduğuna dair hüküm sözleşmeye açıkça dercedilmelidir. Eğer bir sözleşme yapılmamış veya sözleşme düzenlenmiş olmasına karşın, alınan paranın cayma bedeli olduğuna dair bir şarta yer verilmemiş ise ödenen ücretin 'Bağlanma Parası' olduğunun kabulü gerekir.
Şayet ödenen ücret cayma parası ise, cayma parasını ödemek şartıyla sözleşmeden dönme her iki tarafça bir hakka dönüşür. Yani önceden verilsin ya da verilmesi, her iki taraf için de geçerli olmak kaydıyla, peşin verilen veya sözleşmeye konulan cayma ücreti sözleşmeden dönen kişi tarafından karşı tarafa ödenir ve elbette sözleşme de sona erer.

Tüketiciler ne yapabilir?

Tüketiciler BYD'nin bu dayatmasına boyun eğmek zorunda değil tabi ki. Yukarıda açıkça dile getirilen gerekçeleri öne sürmek kaydıyla sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirmek isteyen firmaya karşı uyuşmazlık bedeli başvuru 2025 yılında yapılacak ise 149.000 liranın altındaki uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetine, bu miktar ve üzerinde ise Tüketici Mahkemelerine müracaat edip uğradıkları zararı tazmin edebilirler. 2025 yılı için belirlenen ücret 2026 yılı için 186.000 lira oldu.

Bu nedenle 2026 yılında yapılacak başvurular da 186.000 liralık parasal sınır gözünle alınarak başvuru merciinin belirlenmesi gerekir.